TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme
TCMB’nin faiz artırma kararı, döviz rezervlerindeki düşüş ve güçlü iç talep nedeniyle önemli sinyaller veriyor. Piyasa beklentilerine karşın alınan bu karar, döviz satışı ve iç talep dinamikleri ile doğrudan ilişkilidir. Bu durum, TCMB’nin döviz rezervlerini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Faiz Artışının Nedenleri
TCMB, faizleri sabit tutma yönündeki piyasa beklentilerine rağmen, döviz rezervlerindeki düşüşü tersine çevirmek için faiz artırma kararı almıştır. Bu durum, güçlü iç talep görünümünün de etkisiyle faizlerin bir süre daha yüksek seviyelerde tutulmasına olanak sağlamaktadır. TCMB’nin birinci önceliği, döviz rezervlerini artırmak ve piyasa dinamiklerini dengelemektir.
Döviz satışı, PPK öncesinde hızlanmış ve TCMB’nin piyasa ile gerçekleştirdiği döviz işlem tutarları, açıklanan verilerle tahmin edilebilmektedir. Bu tahminler, rezerv değişimine yol açan bilinen kalemlerin dışındaki farkı döviz işlemleri olarak değerlendirmeye dayanmaktadır. Bu yöntemle, TCMB’nin döviz işlemleri günlük bazda izlenebilmektedir.
Döviz Rezervlerindeki Değişim
18 Nisan haftasında TCMB’nin dış varlıklarında 0.6 milyar dolar azalma gözlemlenmiştir. Bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılık ve teminat depo kapsamında tuttukları dövizlerin azalması, brüt rezervi olumsuz etkilemiştir. Ancak, yurtiçi bankalarla yapılan swap hacminin artışı net rezervi sınırlı ölçüde olumlu etkilemiştir.
Aynı dönemde altın fiyatlarındaki yükselişin net rezervlere 2.2 milyar dolarlık pozitif katkı sağladığı tahmin edilmektedir. Kamunun döviz mevduatı ise döviz cinsi tahvil ihracı nedeniyle 1.7 milyar dolar artmıştır. Bu kalemlerin toplam etkisi, brüt rezervi 3.4 milyar dolar artırıcı yönde etki yapmıştır.
Döviz Satışlarının Etkisi
TCMB’nin aynı hafta içerisinde piyasa ile yaklaşık 4.1 milyar dolar döviz satışı gerçekleştirdiği gözlemlenmiştir. Bu durum, üst üste beş haftadır devam eden döviz satışlarının toplam tutarının 49.5 milyar dolara ulaştığını göstermektedir. 16 Nisan, döviz satışlarının en yoğun olduğu gün olarak kaydedilmiştir.
Bu tarihte gerçekleşen yaklaşık 3.5 milyar dolarlık satış, valör farkı nedeniyle 17 Nisan tarihli bilançoya yansımıştır. PPK toplantısının hemen öncesinde yapılan bu yüklü döviz satışı, TCMB’nin sürpriz faiz artış kararında etkili olmuş olabilir. İç talebin güçlü seyrettiği ve üretimin potansiyelin üzerine çıkmış olabileceği değerlendirmeleri, bu durumu desteklemektedir.
İç Talep ve Faiz Oranları
TCMB, PPK sonrasında sınırlı miktarda yüzde 46 faizle bankaları fonlamaya başlamıştır. Ancak, piyasadaki tüm TL likidite ihtiyacını bu yol ile karşılamadığı görülmektedir. PPK’dan sonraki ilk gün açılan 1 hafta vadeli repo ihalesinin miktarının düşmesi, kısa vadeli faizlerin yükselmesine neden olmuştur.
TCMB’nin fonlamayı sınırlı tutmasının temel nedeni, piyasa oyuncularını döviz satışına teşvik etmektir. Piyasa, TCMB’ye döviz sattığında karşılığında TL likiditesi elde edeceğinden, bu durumda bankalararası piyasa’daki kısa vadeli faizler gerileyebilir. Eğer TCMB döviz alışına başlayamazsa, TL likiditesi sıkışık kalacak ve faiz oranları yüksek seviyelerde kalacaktır.